Eğer kahve tutkunu biriyseniz ve daha önce Türk kahvesi kesinlikle günlük ritüelleriniz arasındadır.
Aynı zamanda zengin bir tarihe sahiptir. Food Crumbles'a göre, Osmanlı İmparatorluğu dünyanın ilk kahve içen kültürlerinden biriydi ve kahve ile kahvehaneler uzun zamandır Türk yaşamının ayrılmaz parçaları olmuştur. Hürriyet Daily News'e göre, tarih boyunca Türk kahvehaneleri, aktivistlerin toplanabileceği doğal mekanlar olmuştur ve bazı hükümdarlar, örneğin Sadrazam Köprülü ve Sultan IV. Murat gibi, kahvehaneleri kapatmaya çalıştığında, halk buna boyun eğmemiştir: basitçe kalkıp başka bir yerde dükkan açmışlardır. Kimse onları kahvelerinden ayıramazdı.
Benzer şekilde, Amerika'daki kahve de siyasi alana bağlıdır, ilk kahve "yapıcıları" 1780'lerde Biggin potları ile ortaya çıkmıştır. Aslında, ilk demlenmiş kahve fincanları, Boston Çay Partisi'nin ABD'de çay içmeyi vatan hainliği haline getirmesinden hemen sonra yudumlanmıştır, Good Housekeeping açıklar. Zamanı 200 yıl ileri sarın ve 1970'lerde Mr. Coffee, ev kullanımı için üretilen dünyanın ilk otomatik damla kahve makinesi olmuştur.
Ancak tarihleri bir kenara bırakırsak, Türk kahvesi ile damla kahve — demleme yöntemleri ve lezzet deneyimleri açısından birbirinden daha farklı olamazdı. İşte Türk kahvesinin damlama yoluyla demlenen diğer kahveden bu kadar farklı tadının nedeni.
Türk Kahvesi ve Diğer Kahve Demleme Yöntemleri
Türk kahvesi, aklınızı uçuracak kadar güçlüdür. Bu, mutlaka çekirdeğinden dolayı değil, kahvenin nasıl yapıldığından kaynaklanır. Perfect Daily Grind, Türk kahvesinin kahveyi çekirdekten çıkarmak için daldırma yöntemini kullandığını açıklar ki bu da kahveye cesur bir tat ve daha dolgun bir gövde verir.
Öte yandan damla kahve, daha çok perkolatör kahveye benzer — ancak damla kahve suyunu sadece bir kez geçirir. Perkolatörler suyunu birden fazla kez döndürür; Bu süreç aşırı ekstraksiyon olarak bilinir. Bu nedenle, perkolatör kahve daha acı çıkarken, damla kahve daha temiz ve daha az güçlü olarak tanımlanır: Türk kahvesinin güçlü, cesur tadının neredeyse tam tersi.
Batı daldırma yöntemleri, örneğin French Press, kahve tanelerini çıkarmak için bir filtre kullanırken, Türk kahvesi demleme yöntemi bu taneleri fincanda bırakır, böylece servis yapıldıktan sonra bile ekstraksiyon süreci devam eder. Ancak, kafeinin aşırı ekstraksiyonu (perkolatör kahvede olduğu gibi) acılığa yol açabilir; bu nedenleTürk kahvesinin 10 dakika içinde tüketilmesini önerir.